21 Mayıs 2018 Pazartesi

17 Mayıs 2018 Perşembe

Dicle Üniversitesi

REKTÖR Prof.Dr. Fikri CANORUÇ 18 Aralık 1966 tarihinde Ankara Tıp Fakültesi bünyesinde öğretime açılan Diyarbakır Tıp Fakültesi ile 21.11.1973 tarihinde Diyarbakır***8217;da kurulan Fen Bilimleri Fakültesi, bu günkü Dicle Üniversitesinin oluşmasında temel teşkil etmiştir. Önceleri Diyarbakır Üniversitesi olarak faaliyet gösteren Üniversitemiz bünyesinde 1976 yılında Diş Hekimliği Fakültesi, 1981 yılında da Şanlıurfa Ziraat Fakültesi kurularak hizmete girmiştir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu***8217;nun yürürlüğe girmesinden sonra 20.7.1982 tarihinde çıkartılan 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesi uyarınca Diyarbakır Üniversitesinin adı "Dicle Üniversitesi" olarak değiştirilmiştir. Aynı Kanun Hükmünde Kararnameyle Hukuk Fakültesi ile Mühendislik-Mimarlık Fakültesi kurulmuş ve Milli Eğitim Bakanlığından devralınan Yüksekokullar Dicle Üniversitesine bağlanmıştır. Dicle Üniversitesi bünyesinde daha sonra 1988-1989 öğretim yılında Mardin Meslek Yüksekokulu, 1990-1991 öğretim yılında Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, 1992-1993 öğretim yılında da Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu hizmete girmiştir. Hizmete giren bu birimlere ilave olarak Şırnak, Bismil, Batman ve Çermik***8217;te birer Meslek Yüksekokulunun daha kurulması uygun görülmüştür.11.7.1992 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3837 sayılı kanunla yapılan değişiklikle Şanlıurfa Ziraat Fakültesi ve Şanlıurfa Meslek Yüksekokulu Harran Üniversitesine bağlanmış ve Üniversitemiz bünyesinde Veteriner Fakültesi, İlahiyat Fakültesi ve Ziraat Fakültesi adı altında üç yeni Fakültenin kurulması kararlaştırılmıştır. Sözkonusu Fakültelerle birlikte Bismil Meslek Yüksekokulu, Çermik Meslek Yüksekokulu ve Batman Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 1993-1994 öğretim yılında, Şırnak Meslek Yüksekokulu ise 1995-1996 öğretim yılında hizmete girmiştir. Mevcut Fakülte ve Yüksekokullarımıza İlave olarak Ergani Ve Çüngüş***8217;te birer meslek yüksekokulu, Diyarbakır Siirt ve Mardin***8217;de birer Sağlık Yüksekokulunun öğretime açılması için başlatılan çalışmalar sonuçlanmış olup,1997-98 öğretim yılında hizmete girmişlerdir.

Ayrıca Üniversitemize bağlı olarak Batman***8217;da Teknik Eğitim Fakültesi, Diyarbakır***8217;da Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ile Sivil Havacılık Yüksekokulu kurulmuş olup, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu 1998-1999 öğretim yılında hizmete girmiş, Batman Teknik Eğitim Fakültesi ise 1999-2000 öğretim yılında faaliyete girmesi kesinleşmiştir. Cizre ve Silopi***8217;de de birer Meslek Yüksekokulunun faaliyete girmesi için başlatılan çalışmalar devam etmektedir.

Üniversitemiz bünyesinde bugün 11 Fakülte, 13 Meslek Yüksekokulu, 5 Yüksekokul, 3 Enstitü , 9 Uygulama ve Araştırma Merkezi, 1 Sağlık Meslek Lisesi ile 1 Eğitim ve Araştırma Hastanesi yer almaktadır.
Adres Dicle Üniversitesi 21280, Diyarbakır-TÜRKİYE
Telefon: 412 2488030 / Fax: 412 2488047

________________________________FAKÜLTELER_______________________________
Tıp Fakültesi :
1966 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde açılmış ve 20 Ocak 1969 tarihinde öğrencilerini Diyarbakır***8217;a naklederek Numune Hastanesi binasında öğretime başlamıştır. Fakülte halen, kampüs arazisinde yapılmış olan ve bölge ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek fiziki kapasiteye sahip 1050 yataklı E?itim ve Araştyrma Hastanesi binası içerisinde öğretime devam etmektedir. Poliklinik, Klinik, Dershane, Laboratuvar, idari Bloklar vs. ile toplam 192.000 m2***8217;lik bir alana sahiptir.
BÖLÜMLER:
Temel Tıp Bilimleri -Dahili Tıp Bilimleri Bölümü -Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümleriyle eğitim ve öğretimine devam etmektedir.
Fen-Edebiyat Fakültesi :
1974 yılında Fen Bilimleri Fakültesi adı ile öğretime başlamıştır. Daha sonra 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile adı "Fen-Edebiyat Fakültesi" olarak değiştirilmiştir. Fakülte,1986 Haziran ayı içinde Üniversite Kampüsünde yaptırılan modern binasına taşınmıştır.17.450 m2 kullanym alanyna sahip olan Fakülte binasında 12 Dershane, 2 Anfi ve 12 Laboratuvar mevcuttur. Fakülte bünyesinde halen 13 bölüm mevcuttur.
BÖLÜMLER:Biyoloji -Fizik -Kimya -Matematik -Arkeoloji -Çağdaş Türk Lehçeleri -Doğu Dilleri ve Edebiyatı -Felsefe -Psikoloji -Sosyoloji -Tarih -Türk Dili ve Edebiyatı -Okutmanlar bölümleriyle eğitimini sürdürmektedir.
Tel : +90-412-2488550-51
Faks : +90-412-2488039 ///e-mail: fen@dicle.edu.tr
Diş Hekimliği Fakültesi :
1976 yılında 27 öğrenci ile şehir merkezinde öğretime açılmıştır. Daha sonra Tıp Fakültesine ait dershane ve laboratuvarlarda eğitimini sürdüren Diş Hekimliği Fakültesi, 1 Temmuz 1993 tarihinde kampüs alanında yapımı tamamlanan ve 20.000 m2 kullanım alanına sahip yeni ve modern binasyna taşınmıştır. Fakülte bünyesinde yeterli sayıda dershane, laboratuvar, klinik ve poliklinik mevcuttur.
e-mail: dishek@dicle.edu.tr
Hukuk Fakültesi :
1982-1983 öğretim yılında 200 öğrenci ile öğretime başlamıştır. Önceleri şehir merkezinde faaliyet gören Fakülte, daha sonra 1990-1991 öğretim yılında kampüs alanında yapımı tamamlanan modern binasına taşınmıştır. Fakülte bünyesinde yeterli sayıda dershane mevcuttur.
BÖLÜMLER:Özel Hukuk Bölümü-Kamu Hukuku Bölümü-Maliye ve Ekonomi Bölümleridir.
email:mtuysuz@dicle.edu.tr /telefon:+90(412)2488001 - 3270
Eğitim Fakültesi : 
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Diyarbakır Eğitim Enstitüsü iken, 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile "Eğitim Fakültesi" adı altında Üniversitemize bağlanmıştır. Şehir merkezinde bulunan Fakülte eski binasında öğretime devam etmektedir. Fakülte bünyesinde halen 8 bölüm ve bunlara bağlı olarak 16 Anabilim Dalı bulunmaktadır.
FAKÜLTENİN SAHİP OLDUĞU İMKANLAR

3 Ana Bloktan oluşan Fakültenin 60 dershanesi,12.548.000 kitabın mevcut olduğu 40 okuma yeri kapasiteli kütüphanesi 500 kişilik konferans salonu bulunmaktadır.Ayrıca Fakültede 350 kişilik kafeterya-Yemekhane, 300 seyircinin oturabileceği bir spor salonu ile bir kantin bulunmaktadır. ve onarım işleri yapıldığı bir atölye mevcuttur.Fakültemiz binası fiziki yapısı nedeniyle mevcut olan öğrenciyi bünyesinde barındırılması mümkün olmadığından Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Üniversitemiz Kampüs sahasında müstakil bir binada Coğrafya ve Tarih Bölümleri Üniversiteniz Kampüsünde bulunan Diş Hekimliği Fakültesi binasında öğrenim görmektedir.
BÖLÜMLER:Eğitim Bilimleri Bölümü-Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü-Yabancı Diller Eğitimi Bölümü-Coğrafya Eğitimi Bölümü-Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü- Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü-Beden Eğitimi ve Spor Bölümü -Sınıf Öğretmenliği-İlköğretim Bölümü -Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi :
Fakülte 1984-1985 öğretim yılında inşaat ve Mimarlık bölümleri ile öğretime açılmyştır. Uzun bir süre Fen-Edebiyat Fakültesinin bir bölümünde hizmet veren Mühendislik-Mimarlık Fakültesi için, 1991 yılında kampüs alanında yeni bir binanın yapımına başlanmış ve 1993 yılı başında bitirilerek öğretime açılmıştır. Fakülte bünyesinde inşaat, Mimarlık, Maden, Elektrik-Elektronik ve Makina Mühendisliği Bölümleri yer almaktadır.
BÖLÜMLER:Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü -İnşaat Mühendisliği Bölümü -Makina Mühendisliği Bölümü -Maden Mühendisliği Bölümü -Mimarlık Bölümü
Adres Dicle Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi 21280 Diyarbakır
Fakülte Sekreteri : 0 (412) 24 88 403 - (Dahili 35 03)
Siirt Eğitim Fakültesi :
41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Üniversitemize bağlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığından devralınan binalarda eğitim ve öğretim sürdürülmektedir. Daha önceleri Yüksekokul olarak Sınıf Öğretmenliği alanynda eleman yetiştiren birim, 3.7.1992 tarih ve 3837 sayılı kanunla Siirt Eğitim Fakültesi adını almıştır.
BÖLÜMLER Sınıf Öğretmenliği-Sosyal Bilimler Öğretmenliği-Matematik Öğretmenliği bölmleriyle eğitim ve öğretimine devam etmektedir.
Veteriner Fakültesi :

11.7.1992 tarih ve 3837 sayılı kanunla kurulan Fakülte 1993-1994 öğretim yılında hizmete girmiştir. Veteriner Fakültesi halen Diş Hekimliği Fakültesi binasının bir bölümünde öğretimini sürdürmektedir.
BÖLÜMLER
Veteriner Hekimliği Temel Bilimler Bölümü-Hastalıklar ve Kliink Bilimler Bölümü -Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü
Ziraat Fakültesi :
Ziraat Fakültesi, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)***8217; nin bir bölümü olan Dicle, Batman Göksu, Kralkızı, ve Silvan barajlarının sulama sahasına giren Diyarbakır***8217;ın halen mevcut ve geleceğe dönük tarım potansiyeli düşünülerek 11.07.1992 tarih ve 3837 sayılı yasa ile kurulmuştur. Kuruluşu ile birlikte ***8220;Tarla Bitkileri Bölümü***8221; açılmış, 1993 yılında bu bölüme öğrenci alınarak eğitim - öğretime başlanmıştır. Kurucu Dekanımız Prof. Dr. Durmuş Ali ATALAY***8217;dır. Ayrıca 1995 yılında Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma ve Zootekni bölümleri açılmıştır. Ancak Fakültenin altyapısı ve öğretim elemanları yetersiz olduğundan 1995 yılında kurulan bu üç bölümde eğitim ve öğretim yapılmamaktadır. Ziraat Fakültesinde 2 Profesör, 1 Doçent, 15 Yardımcı Doçent, 21 Araştırma Görevlisi, 2 Öğretim Görevlisi, 1 Uzman, ve değişik birimlerde çalışan 19 adet idari ve teknik personel görev yapmaktadır.

Ziraat Fakültesi kurulduktan hemen sonra, Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi***8217;nin mevcut tarımsal problemlerinin çözümüne ve ileriye dönük araştırma faaliyetlerine başlanmıştır. Bu amaçla birçok projeler hazırlanarak değişik kuruluşlara sunulmuştur. Bu projelerden 7 tanesi DPT, 10 tanesi TÜBİTAK, 2 tanesi GAP İdaresi ve 3 tanesi Dicle Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından kabul edilerek maddi yönden desteklenmiştir. Ziraat Fakültesi***8217;nde ayrıca 15 doktora 21 Yüksek Lisans ve 15 adet araştırma olmak üzere toplam 73 adet proje yürütülmektedir. Bugüne kadar Ziraat Fakültesinde değişik konularda 111 çalışma sonuçlandırılarak yayınlanmıştır. Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 4. mezunları vermiş olup, bugüne kadar Fakülte***8217; de toplam 118 Ziraat Mühendisi mezun olmuş, 27 kişi yüksek Lisans yapmış ve halen Tarla Bitkileri, Bahçe Bitkileri ve Bitki Koruma Anabilim Dallarında 21 kişi yüksek lisans devam etmektedirler. 2000-2001 Eğitim-öğretim döneminde Fakültenin Bitkisel Üretim Programı ve Tarlama Bitkileri bölümünde toplam 137 lisans öğrencisi bulunmaktadır.

Ziraat Fakültesi, 2003 yılında kendi binasında hizmet vermeye başlamıştır. Fakültemiz inşaatının bir kısmı tamamlanmış olup, hizmete başlamıştır. Fakültemiz ek bina inşaatına devam edilmektedir.
BÖLÜMLER:Bahçe Bitkileri Bölümü-Bitki Koruma Bölümü-Tarla Bitkileri Bölümü-Zootekni bölümleriyle eğitime devam etmektedir.
İlahiyat Fakültesi :
Fakültemiz 1993-1994 Eğitim-Öğretim yılında 30 öğrenci ile eğitim-öğretime başlamıştır. 1997-1998 öğretim yılının sonunda ilk mezunlarını vermiştir.. 1998-1999 öğretim yılından itibaren bütün İlahiyat Fakültelerinde olduğu gibi Yükseköğretim Kurulu tarafından yeni yapılanmaya gidilmiş ve hazırlık sınıfları kaldırılarak 4 yıllık Lisans eğitimi verilmeye başlanmıştır.
Fakültemiz ilk olarak Diş Hekimliği Fakültesinin bulunduğu binada eğitime başlamış, 2000-2001 Eğitim-Öğretim yılından itibaren, 10.000 m2 kullanım alanı üzerine kurulan 1 blok ve 4 kattan oluşan yeni binasına Kasım 2000 tarihinden itibaren taşınmış öğrencilerimize ve yöre halkına hizmet vermeye başlamıştır
2002-2003 öğretim yılında 2 profesör,5 Doçent, 10 Yardımcı Doçent, 1 Öğretim Görevlisi, 10 Araştırma Görevlisi, Fakülte Sekreteri, 6 Memur, 2 Yardımcı Hizmetli, olmak üzere 37 personelden oluşmaktadır. Ayrıca 14 araştırma görevlisi personelimiz değişik üniversitelerde doktora çalışmalarını bitirdikten sonra tekrar Fakültemizde göreve başlayacaklardır.

Farklı branşlarda, yeterli sayıda kitaba sahip olan kütüphanemiz, öğretim üyeleri ve öğrencilerimizin hizmetine açıktır. Fakültemizden 2001-2002 Eğitim-Öğretim yılı sonuna kadar toplam 143 öğrenci mezun olmuştur. 2002-2003 Eğitim-Öğretim yılında İlahiyat Lisans programında 80 erkek, 50 kız, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümünde 74 erkek, 64 kız olmak üzere toplam 268 öğrenci Fakültemizde öğrenimini sürdürmektedir.

2002-2003 öğretim yılında İlahiyat Lisans Bölümüne 32, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümüne 42 öğrenci alınmıştır. 2002-2003 öğretim yılında çoğunluğu İmam Hatim Lisesi Mezunu olmak üzere sözel puanla öğrenci kabul eden Fakültemizde İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği programına en düşük puanla kayıt yaptıran öğrencinin puanı 197.155; İlahiyat Lisans programına en düşük puanla kayıt yaptıran öğrencinin puanı ise 194.327***8217;dir.
Ayarıca, 2002-2003 öğretim yılında Fakültemiz İlahiyat Lisans bölümüne 32 öğrenci, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği programına da 42 öğrenci alınmıştır.
Dikey Geçiş sınavı ile de her yıl 1 öğrenci alınmaktadır. İlahiyat Lisans programından mezun olan öğrencilerimiz yapılacak sınavlarda başarılı oldukları takdirde, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatında, Din İşlerin Müftü, Vaiz ve diğer görevlere atanabilmektedirler. Yine aynı programı tamamlayan öğrencilerimiz isterlerse açılacak sınavda başarılı olurlarsa Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde 3 yarıyıl Tezsiz Yüksek Lisans öğrenimini tamamladıktan sonra Lise veya Meslek Liselerinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni veya İmam Hatip Liselerinde Meslek dersleri öğretmenliğine atanabilmektedirler.
İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümünden mezun olan öğrenciler ise İlköğretim Okullarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği görevine atanabilmektedirler.
BÖLÜMLER:Temel İslam Bilimleri Bölümü-Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü -İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü-İlköğretim Din Kültütürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümleriyle eğitim ve öğretimine devam etmektedir.
Batman Teknik Eğitim Fakültesi:
Bakanlar Kurulunun 97/9957 sayılı Kararı ile Kurulan Batman Teknik Eğitim Fakültesi 1999-2000 eğitim-öğretim yılında faaliyete girecektir.
Fakültemiz, Endüstri Meslek ve Teknik Liselere öğretmen yetiştiren bir eğitim kurumudur. Ancak mezunlarımız bir mühendis kadar da teorik ve uygulama bilgisine sahip olduğundan, kendi işyerlerini kurabildikleri gibi, sanayide kendi branşlarında bir mühendisten daha kolay iş bulabilmektedir. Ayrıca Teknik Eğitim Fakültesi mezunları, Teknik Eğitim Fakülteleri***8217;nde ve Meslek Yüksek Okulları***8217;nda Öğretim elemanı olarak çalışabilmektedir.
Makina Eğitimi ve Elektrik Eğiitimi bölümleriyle eğitimini sürdürmekteedir.


_________________________________ENSTİTÜLER______________________________
Fen Bilimleri Enstitüsü: 
Fen Bilimleri Enstitüsü, 41 sayılı Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı hakkında kanun hükmünde kararname ile 6 Aralık 1983 tarihinde kurulmuştur. Enstitü bünyesinde; Fizik Anabilim Dalı, Biyoloji Anabilim Dalı, Kimya Anabilim Dalı, Matematik Anabilim Dalı,Diyarbakır Orta Öğr.Fen ve Mat.Alan Eğ.Anabilim Dalı, Siirt Orta Öğr.Fen ve Mat.Alan Eğ.Anabilim Dalı, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı,Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı,Mimarlık Anabilim Dalı, İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı ve Makine Mühendisliği Anabilim Dalı yer almaktadır.
Enstitümüzde eğitim öğretim faaliyetleri Yüksek Lisans(90adet) ve Doktora (43 adet) öğretimi ile bunların gerektirdiği eğitim, bilimsel araştırma ve uygulama faaliyetlerinden oluşur. Yüksek Lisans programını tamamlama süresi dört yarıyıldır. Doktora programını tamamlama süresi sekiz yarıyıldır. Enstitümüzdeki öğretim türü ve süreleri, 2547 sayılı YÖK yasasının 65.maddesi uyarınca, Üniversitelerarası Kurul tarafından 1 Temmuz 1996 tarihinde yayımlanan "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliği"ne bağlı olarak,10 Ekim 1996 tarihinde yayımlanan "Dicle Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği "esaslarına göre yürütülmektedir. BÖLÜMLER:
Eğitim Bölümleri-Fen Bölümleri-Mühendislik-Mimarlık Bölümleri-Ziraat Bölümleri
Telefonlar Santral: 0412 2488030 /e-mail. fbe@dicle.edu.tr
Sağlık Bilimleri Enstitüsü:
Adres : D.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü , 21280 - DİYARBAKIR
Tel : (412) 248 81 70
Tel : (412) 248 80 01 (15 hat) / 2589 , 2488
Sosyal Bilimleri Enstitüsü:
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Sosyal Bilimler alanında yüksek lisans,doktora ve sanatta yeterlik yaptırmak üzere Aralık 1982***8217;de kurulmuştur. Enstitü bünyesinde 20 Anabilim Dalı Mevcut olup,halen 13 Anabilim Dalında yüksek lisans ve 1 Anabilim Dalında da doktora eğitimi sürdürülmektedir.
Enstitünün kendisine ait binasında hizmet vermekte olup 2 adet dersanesi bulunmaktadır.Ayrıca Hukuk, Eğitim,Fen Edebiyat ve İlahiyat Fakültelerinin dershanelerinden yararlanmaktadır.
______________________________YÜKSEKOKULLAR_____________________________
Atatürk Sağlık Yüksekokulu:
1998-1999 eğitim-öğretim yılında hizmete giren Yüksekokul bünyesinde Hemşirelik Bölümü ile Sağlık Memurluğu bölümü yer almaktadır.

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu:

1998-1999 eğitim-öğretim yılında hizmete giren Yüksekokul bünyesinde Antrenörlük Eğitimi Bölümü ile Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü yer almaktadır.
Telefon:0248 80 01-16dahili 4734 /Fax:248 86 38
Sivil Havacılık Yüksekokulu:

2000-2001 eğitim-öğretim yılında hizmete girmesi planlanmışyır.

Mardin Sağlık Yüksekokulu:

1998-1999 eğitim-öğretim yılında hizmete giren Yüksekokul bünyesinde Hemşirelik Bölümü yer almaktadır.

Siirt Sağlık Yüksekokulu: 
Yüksekokulumuz, 1968 yılında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı olarak Sağlık Okulu adı altında Köy Ebesi ve Hemşire Yardımcısı yetiştirmek üzere, İlkokuldan sonra 3 yıl eğitime dayalı olarak açıldı.1979-1980 Öğretim yılında ortaokula dayalı,1980-1982 yılları arasında 2 yıl uygulamaya dayalı 4 yıllık Sağlık Meslek Lisesine dönüştürüldü.1982-1983 Eğitim-Öğretim yılında Ebelik bölümü olarak değiştirildi.1989-1990 yılından beri hemşirelik bölümü olarak eğitim ve öğretime devam etmektedir.
Öğrenci kantin ve yemekhanesi Kapalı Spor Salonu 8 derslik 1 Laboratuar 1 Atölye mevcuttur.
1996-1997 eğitim-öğretim yılında, Sağlık Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı arasında yapılan protokol gereği, Sağlık Liseleri 4 yıllık Sağlık Yüksekokuluna dönüştürülmüş olup, 1997-1998 eğitim-öğretim yılında da ilk kez öğrenci alınmıştır.Kademeli olarak öğrenci sayımız artacağından mevcut tesislerimiz yetersiz olduğu halde daha da yetersiz kalacaktır.

Yüksekokulumuz, hemşirelik ve Sağlık Memurluğu bölümlerini kapsamaktadır.1998-1999 eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak Çevre Sağlığı, Tıbbi Laboratuar ve Röntgencilik Bölümlerinin açılması içinde çalışmalarımız devam etmektedir. 2000-2001 Öğretim yılından itibaren Sağlık Memurluğu bölümüne öğrenci alındı. Toplam Öğrenci sayısı 250***8217;dir.
___________________________MESLEK YÜKSEKOKULLARI_________________________
Batman Meslek Yüksekokulu :
Batman MYO 1975-76 Eğitim-Öğretim yılında MEB Yaygın Yüksek Öğretim Kurumu, Örgün Yüksek Öğretim Dairesi Başkanlığı***8217;na bağlı olarak kurulmuştur. Kuruluş aşamasında bölgenin karakteristik özelliğinden dolayı, Petrol Arama, Petrol Rafinaj, Makine-Motor ve Elektrik Makineleri Bakım ve Onarım programları ile eğitim-öğretime başladı. 1975-1981 yılları arasında önemli bir değişme ve gelişme sağlanamamıştır.Okul, bu süre içerisinde Batman Endüstri Meslek Lisesi***8217;nin binalarında geçici olarak hizmet vermiştir. Okuldaki eğitim hizmeti tamamı ile EML ve TPAO Bölge Müdürlüğü***8217;nden temin edilen ek ders ücretli öğretim elemanları ile yürütülmekte idi. 1981 yılından itibaren mevcut programların tamamı kapatılarak yerlerine ELEKTRİK ile MOTOR Programları açıldı.Okulumuz 41 sayılı kanun hükmünde kararname gereğince 1982 yılından itibaren Dicle Üniversitesi***8217;ne bağlanmıştır. Üniversiteye bağlandıktan sonra gelişme hızlanmıştır.1983 yılında 73 dönüm arazi üzerinde müstakil bir kampus oluşturmaya başlanılmıştır. Bu kampus***8217;ün idari blok ve dershaneleri prefabriktir. D.Ü. Batman Meslek Yüksekokulu ise yapımı 1995 yılından beri devam eden ve 10.000.m2***8217;lik kapalı hacimli yeni binasına taşınmıştır. Yeni hizmet binamız Bodrum+Zemin+3 kattan oluşuyor. Bodrum katta yemekhane ve kantin yer almaktadır. Zemin katta ise kütüphane + Yedi dershane mevcuttur. Birinci kat bir bilgisayar laboratuvarı bir çizim salonu + 6 dershaneden oluşuyor. İkinci kat idari blok üçüncü kat ise öğretim elemanlarımızın çalışma odaları olarak ayrılmıştır. Yeni hizmet binamız gayet büyük olmakla birlikte son derece modern ders araç ve gereçleri ile donatılmıştır. Ders anlatımlarında tepegöz, slayt, video ve televizyondan yararlanılmaktadır. Uygulamalarda ise her türlü deney yapma imkanı mevcuttur.

1982-1987 tarihleri arasında toplam Akademik kadromuz 9 öğretim görevlisinden ibaretti.1987 yılından itibaren Dicle Üniversitesi Batman Meslek Yüksek Okulu;Yükseköğretim Kurulu/Dünya Bankası Endüstriyel Eğitim Projesi (YÖK-WORLDBANK/EEP) kapsamına alınmıştır. Bu Projenin sağladığı imkanlar aşağıda özetlenmiştir.

Ayrıca 4702 sayılı yasa gereği okulumuz bünyesinde 2002-2003 öğretim yılında eğitime başlayan Hazır Giyim ve Bilgisayarlı Muhasebe Programları açılmıştır.
Programlar : Elektrik Programı -İnşaat Programı -Rafineri Programı -Motor Programı -Hazır Giyim Programı -Bilgisayarlı Muhasebe Programı -Tekstil Programı eğiitime devam etmektedir.
Santral No: 0 488 213 27 82
Fax No: 0 488 213 30 26

Diyarbakır Meslek Yüksekokulu :
41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Üniversitemize bağlanan Meslek Yüksekokulu 1986 Haziran ayı içinde, yatırım programı çerçevesinde kampüs alanı içinde yaptırılan yeni binasına taşınmıştır. İki yıllık bir Yüksekokul olup, İşletme, Muhasebe, Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Bilgisayar Programcılığı, Elektrik ve Elektronik Programlarından oluşmaktadır.
Kampüs alanı içerisindeki mimarlık ve mühendislik binası içerisinde eğitim ve öğretime devam eden okulumuz yeterli sayıda dersane mevcut olup,bilgisayar labaratuarı,elektrik labaratuarı,bilgisayar muhasebe ve elektronik labaratuarı olmak üzere 4 labaratuar bulunmaktadır.Mezun olan öğrenciler tekniker ve meslek elemanı ünvanını almaktadır.
Adres Diyarbakır Meslek Yüksek Okulu Dicle Üniversitesi Kampüsü Mimarlık Mühendislik Fakültesi 4.blok DİYARBAKIR
Telefon: 0(412) 248 83 27 Fax:0(412) 248 83 27 e-mail: ersin@dicle.edu.tr
Mardin Meslek Yüksekokulu :
Mardin Meslek Yüksekokulu ,Güneydoğu Anadolu Projesinin faaliyete geçmesi sonucunda, meydana gelecek olan ara teknik eleman açığını kapatmak amacıyla 1987 yılında 3389 sayılı kanunla ,Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulmuştur.1988-1989 yılında öğretime başlayan Yüksekokulda halen Teknik Programlara bağlı olarak Elektrik ve İnşaat programları ile iktisadi ve idari Programlar Bölümüne bağlı Muhasebe Programı mevcut olup;bu programlarda öğrenimini sürdüren kayıtlı öğrenci sayısı 290***8217;dır.
Yüksekokulumuza ait 62 dönümlük alan üzerinde yer alan bina ve tesislerde toplam olarak 20 dershane bulunmaktadır.Ayrıca Yüksekokula ait bir kapalı Spor Salonu ile Kredi Yurtlar Kurumu tarafından işletilen 400 yataklı kapasiteli öğrenci Yurdu bulunmaktadır.Mevcut dershanelerin bir bölümü atölye ,laboratuvar ve çizim odası olarak uygulamalı dersler için kullanılmaktadır.
BÖLÜMLER:Muhasebe-Elektrik- Endustriel Elektronik -Makine-İnşaat bölümleriyle eğitimin sürdürmektedir.
Telefon: 04822151937
Fax: 04822153355
Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu : 
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 1990-1991 eğitim-öğretim yılında Hemşirelik programı ile eğitime başlamıştır. 1992-1993 öğretim yılında ise Sağlık Meslek Liselerinin Hemşirelik bölümlerinin önlisans eğitimine alınması ile Sağlık Bakanlığı ve YÖK arasında yapılan protokol gereği Sağlık Lisesi, Diyarbakır Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna dönüşmüş ve Hemşirelik programı ile eğitim öğretime başlamıştır. 1997-1998 yılında Hemşirelik eğitiminin lisans düzeyine çıkarılmasıyla okullarımızın Hemşirelik programları yerine, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna bağlı Anestezi Programı, Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna bağlı da Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik programları açılmıştır. 02.02.2001 tarihinde D.Ü. Rektörlüğünün teklifi ve YÖK Başkanlığının 27.02.2001 tarihli Yürütme Kurulunun Kararı ile her iki Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu adı altında birleştirilmiştir. Yüksekokulumuz şuan Anestezi Programı ile Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programlarını yürütmektedir.
PROGRAMLAR:
Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik -Anestezi Programı -Ortez-Protez Ön Lisan Programı
Telefon-Fax: 0 412 248 84 35 e-mail:Shm@dicle.edu.tr
Bismil Meslek Yüksekokulu : 
1993-1994 öğretim yılında hizmete giren Yüksekokul bünyesinde, Tarım Aletleri ve Makinaları Programı yer almaktadır. Yüksekokul 1995-1996 öğretim yılından itibaren Bismil ilçesinde öğretime devam etmektedir.
Çermik Meslek Yüksekokulu :

Eylül 1993 tarihinde 20 öğrenci ile eğitim ve öğretim yılına başlayan Çermik Meslek Yüksekokulu kuruluşunu çok kısa zamanda tamamlayarak Turizm Otelcilik dışında Büro Yönetimi ve Sekreterlik proğramları ile eğitim ve öğretime devam etmektedir.Yüksekokul ilk mezunlarını 20.06.1995 tarihinde vermiştir.Çermik Meslek Yüksekokulunda 4 (Dört) dershane 1 (Bir) Bilgisayar 1 (Bir) Daktiloğrafi Laoratuvarları ile Kütüphane,öğrenci lokali,Kız öğrenci yurdu ve çevre turizmine hizmet veren 120 yataklı dört yıldızlı uygulama oteline sahiptir.
Çermik Meslek Yüksekokulu İktisadi ve İdari Proğramlar Bölümü bünyesinde Turizm-Otelcilik proğramı ile Büro Yönetimi ve Sekreterlik proğramları yer almaktadır.


Batman Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu :

Yüksekokulumuz 1993-94 öğretim yılında tek proğramlı (Hemşirelik) olarak açılmiştir. Y.Ö.K Yürütme kurulunun 20.08.1997 tarihinde almış olduğu bir karar çerçevesinde okulumuzdaki Hemşirelik Programı kapanmıştır. Onun yerine, Yükseköğretim Kurulunun 20.08.1997 tarih ve E.B.Ö.1602/15869 sayılı yazılarıyla okulumuzda Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik programı açılmış olup 1998/1999 öğretim yılında bu programa 21 öğrenci alınmıştır. Daha sonra kontenjan 30+1***8217;re çıkarılmıştır.Yüksekokulumuzda normal öğrenim süresi iki yıldır.

Yüksekokulumuzda Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programına yönelik bir bilgisayar laboratuarı kurulmuştur. Öğrencilerimizin uygulamaya yönelik dersleri bu laboratuvarımızda yapılmaktadır.
TEL : +90 488 215 80 07
FAKS : +90 488 215 80 06
e-mail:bshmy@dicle.edu.tr

Üniversitemize bağlı olarak Şırnak ilinde kurulan Yüksekokul, 1995-1996 öğretim yılında hizmete girmiştir. Yüksekokul bünyesinde Makina ve Elektrik Programları yer almaktadır.
Çüngüş Meslek Yüksekokulu:
1998-1999 eğitim-öğretim yılında hizmete giren Yüksekokul bünyesinde Elektrik Programı yer almaktadır.
Ergani Meslek Yüksekokulu:
Dicle Üniversitesi Ergani Meslek Yüksek Okulu Ergani Kaymakamlığınca hizmet binası olarak tahsis edilen ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Vakfına ait Öğrenci yurdunda ekim-1997 tarihinde 50 öğrenciyle eğitim ve öğretime açıldı.
Yüksek Okulda 6 Dershane , 2 Bilgisayar Labaratuvarı ,1 Elektrik Atölyesi ,1 Öğrenci lokali ve Kütüphane yer almaktadır.
Yüksek Okulumuzda (Ergani MYO-Çüngüş MYO) 188 öğrenci eğitim-öğretim görmektedir. Yüksek Okulumuz öğrencilerine her türlü sosyal , kültürel etkinlikleri için imkan sağlanmış "Spor , Tiyatro , Folklor" alanında öğrencilerimizin katılımı sağlanmıştır
BÖLÜMLER:
Bilgisayar Programcılığı-Bilgisayarlı muhasebe bölümleriyle eğitie devam etmektedir.
Şırnak Meslek Yüksek Okulu:
1994 Yılında Şırnak Valiliğinin Vakfı olan ŞİRGEV tarafından Yeşilyurt Mahallesinin İlköğretim İhtiyacı için 12 Derslikli Okul olarak inşa edildi. Binamız Öğretime açılmadan zamanın valisi tarafından Dicle Üniversitesi Şırnak Meslek Yüksekokulu içi Rektörlüğe Teklifte bulunuldu. 1995 Yılında Valilikçe Yüksekokulcumuza 5.000 Metrekare arsa satın alınıp okul sahası olarak yeniden çevre düzenlemesi yapılarak hizmete konuldu. Yüksekokulumuz 1995-1996 Eğitim Öğretim yılında Teknik Programlar bölümüne bağlı Makine ve Elektrik programına ek kontenjanla 55 Öğrenci ile öğretime başlamıştır.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının 14.10.1996 Tarih ve D30.OEÜB.0000.03 .04.05-20-76/20900 Sayılı yazılan ile 2547 Sayılı Kanunun 2880 Sayılı Kanunla değişik 7/d-2.Maddesi uyarıca Teknik Programlar bölümüne bağlı olarak Elektrik ve Makine Programların açılmasına karar verilmiştir.
Yüksekokulumuz çağın ihtiyacı ve uyumu Doğrultusunda 2001/2002 Öğretim Yılında Dünya Bankası Endüstriyel Eğitim Projesi Başkanlığının Ders Programı Müfredatına geçmiştir. Yüksekokulumuza ait Yurt binası bulunmamaktadır, ancak öğrencilerimizin bir kısmı için Endüstri Meslek Lisesi Müdürlüğüne ait yurdun bir bölümü tahsis edilmiş olup öğrencilerimiz burada ücretsiz kalmaktadır.
Yüksekokulumuz Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Okul ve Kurumlarından Mezun olacak veya olmuş öğrencilerin ilgili ön lisans programı devamı niteliğinde olup öğrenim süresi iki yıldır Mezun olan Öğrencilerimiz ***8220;Tekniker***8221; ünvanı almaya hak kazanırlar. Yüksekokulumuz bünyesinde 6 Derslik, bir Elektrik Laboratuvar, bir Tepegöz odası bir Çizim odası, Bilgisayar odası,Öğrenci kafeteryası ve Yemekhanemiz mevcuttur.
Telefon: 0 486 216 40 08
FAX 0 486 216 32 85dicle üniversitesi ile ilgili görsel sonucudicle üniversitesi ile ilgili görsel sonucu

10 Mayıs 2018 Perşembe

YÖRESEL HALAYLAR


37506

DİYARBAKIR HALK OYUNLARI



Halk Oyunları





TÜRK HALK OYUNLARI İÇİNDE DİYARBAKIR HALK OYUNLARININ YERİ VE ÖNEMİ
 Diyarbakır yöresi halay türüne giren oyunları kendi bünyesinde barındırır. Yörede oyunlar genelde coşkuyu, sevgiyi, ahengi, hüznü, yiğitliği, mertliği ve günlük doğa olaylarını içerir. Oyunların çok eski kökeni olmasına rağmen bugünlere kadar gelmişlerdir. Bütün oyunlar yörenin yaşayış biçimi, sosyal ve kültürel ilişkilerinden etkilenmiştir. Yöre oyunlarda işler adım hemen hemen bütün oyunlarda sağa doğrudur. Aynı oyunlar farklı ilçe veya farklı köyde aynı biçimde veya küçük nüanslarla oynanmaktadır. Bununda en büyük nedeni ise aşiretlerin bölünüp değişik bölgelere yerleşmesidir.

Diyarbakır’da halk oyunları; kına geceleri, düğün, bayram ve özel zamanlarda oynanır. Bazen sohbet ve eğlenme amaçlı gidilen yerlerde halk oyunları da oynanır. Bazen de yöreye özgü eyvanlı evlerde eğlence amaçlı bir araya gelinir ve bu muhabbetlerin açılışı halk oyunlarıyla yapılır ve ardından müzik ile devam eder, hatta bu güzel sohbetler için özel davul zurna bile temin edilir. Yörede oyunlar genelde ağırdan başlayıp hızlanarak devam eder. Oyun formları genellikle;

   * Düz çizgi,
   * Karşılıklı iki düz çizgi,
   * Yarım daire,
   * Daire formundadır.

 Bazı kırsal kesimlerde ise çeşitli biçimde diziler oluşturulur ve sözlü sözsüz ezgiler eşliğinde oynanır. Oyunlar serçe parmaklar, kollar, omuz ve avuç içlerinin birleşmesiyle oynanmaktadır. Bazı oyunlarda kollar serbest bir halde seyir gösterir;

Örneğin Çepik oyunu gibi. Yörede bazı oyunlar belli araçlar eşliğinde oynanır. Bu araçlar genelde;

* Teşi,
Bakraç,
Tüfek,
Sopa,
Tırpan,
Kepenek ‘tir. 

 Seyirlik oyunları geçmişte gerçekleşen olaylar, doğadan etkileşim, dini inançlar ve hikâyelerden derlenip belli bir formda ve uygun müzikle sahneleme olayıdır. Bu oyunlar yörede halen eski canlılığını koruyarak oynanmaktadır.

 YÖRE OYUNLARINDA EKİP BAŞININ YERİ VE ÖNEMİ 

Yörede ekibi yöneten, komut veren ve soloya çıkarak hem etraftakilere farklı bir Halk Oyunu zevki tattıran hem de kendi maharetini sergileyen oyuncudur ekip başı. Ekip başları bir çok düğüne, kına gecelerine ya da farklı yerlere özel bir şekilde, yani ev sahibinin kendisiyle görüşüp davet etmesi üzere gelir. Halk oyunları icra edilirken kendine özgü yeteneğinibulunanlar soloya çıkarlar, yörede soloya genelde ekip başları çıkar. Ekip başının en büyük özelliği solodayken hem harika figürler sergileyerek izleyenlere zevkli dakikalar yaşatırken hem de ritimden çıkmayarak çalınan müziğe uyum sağlamasıdır.  

Halk oyunlarını icra eden ekibin en iyi şekilde kendini sergilemesi biraz da ekip

başının narası, mendili ve neşeli bir şekilde yaptığı soloya bağlıdır. Genel olarak soloya çıktıkları oyun Delile (Delilo), Govend (Halay), Çepik ve Şur-u Mertal (Kılıç Kalkan) oyunlarıdır.

Her ekip başının kendine has figürleri bulunur ve bu figürler usta çırak ilişkisi
dediğimiz yani halk oyunları icra edilirken koltuktan öğrenme metoduyla öğrenilir. Yörede genel olarak ekibin başındaki oyuncu mendili bırakmadığı sürece kolay kolay ekip başının elinden mendil alınmaz, alınırsa bu ekip başına bir hakaret sayılır. Ancak ekibin başındakinden büyük biri mendili isterse bu da ekip başına ayrı bir onur ve gurur verir.  

Yörede yapılan düğün ve eğlencelerde ev sahibi, ekip başına ayrı bir yer, ilgi ve alaka gösterir. Düğünün ya da özel yapılan gecenin sonunda ev sahibi ekip başına hediyeler vererek bir nevi teşekkür eder. 

YÖREDEKİ HALK OYUNLARI İSİMLERİ 

    * Keşe-o
    * Delile (Delilo)
    * Govend (Halay)
    * Harrani (Esmerim)
    * Şuşane (Tek Ayak)
    * Du-nıg (Çift Ayak)
    * Çaçan
    * Çepik
    * Meryemo
    * Papure
    * Düzo
    * Kadın Delilosu
    * Kadın Halayı 

 TEŞİ

    * Beri
    * Teşi (Erkek)
    * Gur-u Pez (Kurt Kuzu)
    * Hasat
    * Kelek
    * Şur-u Mertal (Kılıç Kalkan)
    * Çömçe Gelin 

OYUNLARIN ÇIKIŞ ÖYKÜLERİ VE OYNANIŞ BİÇİMLERİ 

KEŞE-O 
Bu oyunun en büyük özelliği Diyarbakır iline ve sadece erkeklere özgü olmasıdır. Çok eski dönemlerde yörede birçok dine mensup insanların yaşadığını gerek yazılı kaynaklardan gerekse büyüklerimizle yaptığımız sohbetlerden biliyoruz. İşte bu oyunumuzda yörede yaşayan ve bir başka dine ait bir din adamıyla ilgilidir. Bu oyun Delile (Delilo) oyununu oynayan sarhoş bir Hıristiyan din adamının taklit edilişidir. Zaten yörede Hıristiyan dinine mensup din adamlarına yani papazlara, keşe adı verilmektedir. Bu oyun çok eski dönemlerde kollar aşağıda olacak şekilde oynanmış olup, son dönemlerde ise bu oyunda kollar baş hizasında olacak şekilde icra edilmiştir. 
Çok ağır bir tempoda olup sağ ayakla önce yere topuk daha sonra sol dize vurup sağ ön vereve atılmasıyla başlanır. Eller serçe parmaklarda birleşik kollar baş seviyesindedir. Sağ ayak topuğu sol diz altına vurup sağ ön vereve atılmasından sonra, sol, sağ ve sol topuk öne vurulup adımlar bu defa geri atılır. Bu arada kollar ayakla uyumlu bir şekilde aşağı yukarı iniş-çıkışlar gösterir. Önden geriye gelirken ayaklar önce sol, sağ, sol geri atılacak şekildedir. Oyun tekrar sağ ayakla öne ve diz altına topuk vurulup icra edilir. 

DELİLE (DELİLO) 

Bu oyun kentte yaşam süren tüm uygarlıkların özelliklerini kendine özgü bir biçimde yansıtmıştır. Bu oyunda sevgi, saygı, hoşgörü, coşku ve birlik beraberliği görebilmekteyiz. Yörede insanlarına göre bu oyunun birkaç farklı içeriği mevcuttur. Bu oyun kimine göre tarlada bereketli olan bir dönem sonrası sevinç oyunu, kimine göre ise kına, düğün, bayramlarda karşılıklı maniler şeklinde atışılarak ortama neşe katma amaçlı bir oyun şeklidir. Çeşitli görüşler olması aslında ayrı varyantlardır çünkü sonuç olarak aynı noktaya varıyoruz.

Yani bu oyun oynandığı mekana göre sözlü ya da sözsüz olup, kentte yaşam süren tüm uygarlıkların izlerini yansıttığı gibi, bulunan ortama birlik, beraberlik ve mutluluk katar.        

Yörede bu oyuna Gırani, Aslanvari, Şervani ve Koçeri gibi isimlerde verilmektedir.            

Oyun sağ ayağın sağ ön vereve atılmasıyla başlar. Öne giderken sağ, sol, sağ ve sol ayağın topuğunun yere vurulup atılması, geriye dönüş sol, sağ, sol ve sağ ayağın taban vurulmasıyla devam eder.

Oyun esnasında ekip başındaki oyuncu soloya çıkarak kendi yeteneğini sergiler ama solo sırasında önemli olan oyuncunun hem müzik hem de ritimle uyumlu olmasıdır. Türkülü bir oyun olduğundan, grup sayısı fazla olursa karşılıklı türküler söylenerek de oyun icra edilebilir. 

GOVEND (HALAY) 

Bu oyunda yörede karşılıklı yaşanılan sevgiler anlatılmıştır, hatta bu sevgiler için oyuna birçok türkü yakıldığı söylenilmektedir. Yörede insanların birbirine karşı duydukları sevgileri hem oyunla hem de oyun içerisinde söylenen türküyle icra etmesi, çok yaygın olan halay oyununa ayrı bir güzellik katmıştır. Halayı ekibin başındaki oyuncu elindeki mendil ve ses komutuyla yönetir. Bu oyunda ekip başı soloya çıkarak, müzik ve ritm eşliğinde kendi maharetini sergiler. Halaylarda coşku, mutluluk ve canlılık ön plandadır.    

Erkek ve kadın halayı olmak üzere ikiye ayrılır. Erkek halayında, sağ ayağın tabanının yere vurulup, sol ayağın öne çıkması, sol taban vurup sağ ayağın öne çıkmasıyla oyuna giriş yapılır. Ardından dört diz kırıp, üç diz çekmeyle oyun seyir gösterir. Sağ ayağın tabanının yere vurulup, sol ayağın öne çıkması, sol taban vurup sağ ayağın öne çıkmasından sonra, sağ ayak topuğuyla yere üç defa vurulur.  

Daha sonra sol ayağın sağ tarafa savrulup öne atılmasıyla devam eder. Bu adım cümlesi ekip başının vereceği komuta kadar devam eder. Komut geldikten sonra aynı adım cümlesi üçüncü komuta kadar tekerrür eder. 

Üçüncü komuttan sonra geriye sol, sağ, sol ayak atılır ardından sağ taban basıp sol ayağın, sol taban basıp sağ ayağın öne çıkmasıyla icra edilir. Eller gözükmeyecek şekilde parmakların iç içe geçirilmesiyle oyuncuların arkasında tutulur.           

Yörenin en çok oynanan ve en çok sevilen oyunlarındandır. Kadın halayı ise ilerde Kadın Halayı adlı oyun kısmında anlatılmıştır.

HARRANİ (ESMERİM) 

Yine bu oyunla ilgilide yöredeki mahalli kişiler tarafından ortaya çıkan esmer kızlara duyulan sevginin türkü eşliğinde anlatımıdır. Eski zamanlarda yörede bir erkek ve bayanın görüşmesi bugünkü kadar rahat değilmiş, yani birbirine sevgi besleyen insanlar bunu çok rahat dile getiremezmiş. Bu yüzden birbirlerine karşı duyulan bu sevgiyi nişan ve düğün gibi eğlence ortamlarında esmerim oyunu oynarken söylenen manilerle dile getirmişlerdir. Oyunun kendine ait türküsü ve bu türkünün birkaç değişik varyantı mevcuttur. Bazı mekanlarda türkü söyleyerek de oynanan bir oyundur. Yöre oyunları içerisinde farklı bir yeri bulunan Harrani oyununun bir başka adı ise Esmerimdir. 

Sol ayağın öne topuk vurup, geri çekilmesiyle başlar. Ardından sağ, sol, sağ ayak geriye çekilir ve sonra en son geriye çekilen sağ ayağın yerine gelmesiyle iki diz birden kırılır. Bu adım cümlesi oyunun yerinde olan adımıdır. Öne iki değişik çıkışı ve geri gelişleri mevcuttur. Birinci çıkış sol ayak topuğu öne vurulup öne atılır. Ardından sağ, sol adım atılıp durulur, yanına sağ gelince iki diz birden kırılır. İkinci çıkış ise sol topuk öne vurulup öne adım atılır, yanına gelen sağ ayak yerinde, topukla önce öne sonra yana vurulup yerine gelince de iki diz birden kırılır. Geri gelişler ikisinde de aynı olup sol topuk öne vurulur ve geriye sol, sağ, sol adım atılır, sağ ayak sol ayağın yanına gelince iki diz tekrar kırılır. Kol tutuşları Govend (Halay) oyunundaki gibidir.  

ŞUŞANE (TEK AYAK) 

Bu oyunumuz genelde kırsal kesimde gruplar tarafından karşılıklı atışma şeklinde oynanan bir oyundur. Halay oyunuyla benzerlik gösteren adım cümleleri olsa dahi, kendine ait figürler olup, bu figürlerde en büyük özellik ise figürlerin kesik kesik olmasıdır.

Bu oyunumuz tek bir ekip şeklinde oynanılabildiği gibi, bir gurubun öne çıkarken diğerinin geriye adım atması daha sonra bu işlemin tersi uygulanarak devam etmesi de yörede mevcuttur.

Sol topukla öne topuk vurulup geriye taban çekmesiyle başlayıp yerimizde sağ, sol ayak hareket ettirilir. Daha sonra sağ diz önden yerine çekilerek oyun seyir eder. Komutla sol topuk öne vurulur, sağ topukla ise yere iki defa yarım daire çizilecek şekilde vurulur ve halay savurması yapılıp öne çıkılır. İkinci bir komut gelene kadar hamle yapılır. Geri geliş sol topuk öne vurulur ve geri atılırken sağ,  sol, sağ diz çekilir. Kollar Govend (Halay) tutuşunun aynısıdır.  

DU-NIG (ÇİFT AYAK) 

Yörede bu oyun hakkında fazla teorik bilgi bulunmamakla beraber bu oyunumuz arada küçük nüanslar dışında hemen hemen tek ayak oyunuyla aynı seyri gösterir. Yine bu oyunumuzda tek bir ekip şeklinde oynanılabildiği gibi, bir gurubun öne çıkarken diğerinin geriye adım atması daha sonra bu işlemin tersi uygulanarak devam etmesi de yörede mevcuttur. 

Oyunda sol topukla öne iki defa topuk vurulup geriye taban çekmesiyle başlayıp yerimizde sağ, sol ayak hareket ettirilir. Daha sonra sağ diz önden yerine çekilerek oyun seyir eder. Öne Komutla sol topuk iki defa yere vurulur, yerinde sağ ayak üç topukla yarım daire çizer. Sol ayak sağa iki defa halay savurması yapar ve ikinci komuta kadar öne gidilir. Geri geliş ise sol ayak topuğu öne iki defa vurulup geri çekilir, ardından sağ, sol, sağ diz çekilir. Bu oyunda da kollar Govend (Halay) tutuşundaki gibidir. 

ÇAÇAN

Bu oyunda ise bir kıza aşık olan erkeğin sevgisini oyunla anlatması görülmektedir. Oyun, adını erkeğin aşık olduğu kızdan alır. Çaçan adındaki bayan köyde kuyuya gidip kuyudan su çekerken bir ara kuyuya düşer gibi oluyor ve bunu gören erkek koşarak Çaçanı kurtarmaya çalışmıştır. Oyun içerisinde yapılan hızlı çapraz adım cümleleri kuyuya düşmek üzere olan Çaçanı kurtarmaya doğru koşmayı anlatıyor.

Daha önceki zamanlarda oyunun çökme adım cümlesi var iken değişik sebeplerden bugün oyunda çökme adım cümlesi görülmemektedir. Yörede bu oyunun türküsü de mevcuttur, birçok yerde türkü eşliğinde oyun icra edilmektedir. Govend (Halay) oyununa benzerlik göstermekle beraber kendine özgü değişik adım cümleleri de göze çarpmaktadır.

 Halay oyunundaki gibi sağ ayağın tabanının yere vurulup, sol ayağın öne çıkması, sol taban vurup sağ ayağın öne çıkmasıyla oyuna giriş yapılır. Sonra yerimizde dört diz kırıp, dört diz çekme işlemi seyir gösterir, komutla sağ taban basılıp sol adımın, sol taban basılıp sağ adımın öne çıkmasıyla başlar. Sağ ayak yerinde üç defa topuk vurarak yarım daire yaptıktan sonra öne taban basar. Yerinde üç defa tabanla ayaklar yer değiştirecek şekilde çapraz adım yapılır. Sonra komut gelene kadar öne çıkılır. Geri geliş ve kol pozisyonları Govend (Halay) oyununun aynısıdır.  
         
ÇEPİK

Oyun adını iki elin birbirine vurmasından alır. Oyunda yöredeki kişiler ya da topluluklar arasında çıkan kavgaların taklit edilişi anlatılmıştır. Bu çıkan kavgalarda herkes kendisini ve ailesini korumak için var olan el ve bilek gücünü ortaya koyar. Oyunda birbirine yakın figürlerle üç ayrı adım cümlesi görülür. Birinci adım cümlesinde yürüyerek kavgaya davet etme, ikinci adım cümlesinde eşleşme, üçüncü adım cümlesinde ise eşlere arasında çarpışma seyir gösterir. Erkeklerin daha çok oynadığı tatlı-sert bir oyun olup bayanlar oynadığı takdirde bayan bayana eşleşme söz konusudur. Eski zamanlarda ise bayanlar çepik oyunu oynamaz, bu oyunu erkekler icra ederken erkeklerin arkasında bulunan bayanlar kavganın bitmesi için feryat eder, hatta kavganın bitmesi için yörede namus sayılan bayan tülbendini kavganın ortasına atar ve kavga sona erer. Yöre oyunları içerisinde eller serbest şekilde oynanan oyunlardan biridir. Erkeklerin ve bayanların tavırları birbirinden net bir şekilde farklılık göstermektedir.  

Oyunda eller serbest şekilde ayak ise öne önce sağ sonra, sol adım atılıp ardında sağ topuk sol parmak ucunun yanına sol topuk ise sağ parmak ucunun yanına topuk vurup ayak öne adım atar. Sağ topuk vurulduğunda bileklerde güç toplanır. Sol topuk vurulduğu anda ise alkış yapılır. Böyle oyun devam ederken kişiler eşleşir oyun karşılıklı el vurulup, dönülerek icra edilir. Eller serbest, oyun alanı geniştir.  

MERYEMO 

Bu oyun kimine göre insanlar arası ilişkiler, sevda, mutluluk ve coşkudan ortaya çıkmış, kimine göre isminden de anlaşılacağı gibi bir bayana olan sevgiden ortaya çıkmış bir oyundur. Meryem adındaki bir bayana duyulan sevgi anlatılmıştır. Yine sonuç olarak şu kanıya varıyoruz ki bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve sevdalardan ortaya çıkıp bugünlerimize kadar gelmiştir.

Oyunda önce sağ ayağın sağ ön vereve atılması ardından sol ve sağ ayaklar sağ ön vereve atılır. Sağ ayak yere taban bastığında sol sağa doğru savrulur hemen ardından sol yerine taban bastığında ise sağ sola doğru savrulur. Oyun böyle devam eder. Eller avuç içlerinden tutulup yarım veya tam daire formunda oynanır.    
   
PAPURE 

Bu oyun insanlar arası ilişkiler, sevda, mutluluk ve coşkudan ortaya çıkmıştır. Bu oyun Meryemo oyununun bir başka varyantı olup içinde halay oyunun adımlarını da görmek mümkündür. Bu oyunda ciddi anlamda bir sürat ve sert adım figürler görmek mümkündür. Yine bu oyunumuzda geçmişten günümüze kadar gelmiştir. 

Oyunda önce sağ ayağın sağ ön vereve atılması ardından sol ve sağ ayaklar sağ ön vereve atılır. Sağ ayak yere taban bastığında sol sağa doğru savrulur hemen ardından  sol yerine taban bastığında ise sağ sola doğru savrulur. Oyun böyle devam seyir gösterirken daire içine önce sağ sonra sol adımla hamle yapılır,  yerinde dört diz kırma, dört diz çekme ile seyir gösterir. Komutla sol ayak öne çıkarılır, sol yerine çekilirken sağ ayakla öne çift düşülür. Yerinde çapraz adım cümlesi yapılarak sağ vereve önce sağ sonra sol ayak atılarak sağ ayak yere taban bastığında sol sağa doğru savrulur hemen ardından sol yerine taban bastığında ise sağ sola doğru savrulur oyun böyle devam eder.  
Eller omuz başlarından tutulur yarım ya da tam daire formunda oynanılır. 

DÜZO 

Bu oyun yörede insanlar arasındaki sevgiyi anlatmaktadır. Bir erkeğin bir bayana olan sevgisi ana tema olup, kendine ait başta ağır daha sonra hızlı olacak şekilde iki ayrı adım cümlesi görülmektedir. Yörede bu oyunun türküsü de mevcuttur, birçok yerde türkü eşliğinde oyun icra edilmektedir. Bölge civarında, halk oyunlarının sınır tanımamız’lığından ötürüdür ki yakın çevre ilerde bu oyun görülmüştür.  

Yerinde önce sağ sonra sol ayak şekilde sekme figürleri yapılarak başlanır. Daha sonra öne doğru önce sağ ayak ardından sol ayak atılacak şekilde oyun ekip başından gelecek komuta kadar devam eder. Ön tarafta ise oyun bir anda hem adım cümlesi hem müzik ve ritim olmak üzere hızlanır. Aynı adım cümlesinin hızlısı seyir gösterir, diğer komut geldikten sonra oyun ilk baştaki yavaş olan adım cümlesiyle geriye doğru devem eder. Bu oyunda yine eller Govend (Halay) oyunundaki tutuşla aynıdır.
      
KADIN DELİLOSU 

 İsminden de anlaşılacağı gibi bu oyun sadece bayanlara özgü bir oyun olup, erkek Delilosuyla ciddi farklılıklar gösterir. Hem merkezde hem de birçok kırsal kesimde icra edilmektedir. Yine bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve coşkulardan çıkmış olup, bugünlerimize kadar gelmiştir. Bu oyunda ciddi anlamda bayana yakışacak bir zariflik mevcuttur. Bu oyun erkek Delilosuna göre daha ağır oynanır.  

Bu oyun sağ ayağın sağ ön vereve atılmasıyla başlar. Ardından sol ayak atılır ve sağ ayak yere sürterek geri çekilir. Öne ise sol topuk vurup geriye atılır hemen ardından geriye sol, sağ, sol ayaklar atılır ve son olarak sağ taban vurup tekrar sağ ön vereve hamle yaparak oyun başa döner. Eller serçe parmaklardan tutulup, yarım daire formunda oynanır. 

KADIN HALAYI 

Bu oyunumuzda yörede sevinç, mutluluk ve coşkulardan çıkmış olup, bugünlerimize kadar gelmiştir. Kendine has tavırları, diz kırması, omuz sallamasıyla maharet gerektiren bir oyundur. Oyun içerisinde belirgin bir şekilde, sürat ve canlılık göze çarpmaktadır. Yine bu oyunumuzda sadece bayanlara özgü bir oyun olup, merkez ve kırsalda oynanmaktadır. 

Bu oyunda sağ ön vereve sağ ile adım atılır. Ardından sağ, sol sonra sağ basılıp sol diz, sol basılıp sağ diz çıkarılır. Komutla aynı şekilde öne ve geriye hamle yapılır. Eller bellerden saracak şekilde tutulup önce düz daha sonra sol ayak vuruşuyla yarım daire formunu alarak oynanır. Bu oyunumuzda yine kadınlara özgü olup erkekler tarafından da icra edilir.
  
TEŞİ (KADIN) 

 Eski zamanlarda şimdiki kadar gelişmiş alet ve makineler olmadığından, teşi aleti ciddi anlamda iş gören bir aletmiş. Bu oyunda kırsal kesimdeki kadınların keçi ve koyun kıllarını teşi denilen aletle yün haline getirmesi anlatılmıştır. Bayan oyunu olup erkeklerde bayanları taklit etmişlerdir, erkeklerin de oynadığı bir teşi oyunu mevcuttur, ilerde anlatılmıştır.            

Bu oyun sağ ayağın yürüme adımı gibi öne atmasıyla başlar, arkasından sol, sağ, sol... Şeklinde yapılacak sahne çizgilerine göre devam eder.  

Ayaklar böyle hareket halindeyken elle ise sol el yukarda teşi ipini tutar sağ el ise teşi’yi çevirir, bu arda sağ el teşi’yi çevirdikten sonra sol elin altından keçi kıllarını yün haline getirmeye çalışır.
 Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

BERİ 

Bu oyunumuzda kırsal kesimdeki bayanlarımızın süt sağması olayıdır. Oyunda süt sağmaya gidiş, süt sağma ve bu olaydan dönüş hareketlerle ifade edilmiştir. Tamamıyla bayanlara özgüdür. Oyun içerisinde oyuncunun kendine has tavır ve mimikleri mevcut olup, oyuncunun kendi mahareti ön plandadır.  

Oyun sağ ayağın yürüme adımı gibi öne atmasıyla başlar, arkasından sol, sağ, sol... Şeklinde yapılacak sahne çizgilerine göre devam eder. Bu arada sağ kolumuzda bakraç (süt ya da yoğurt koymak için yapılmış küçük kova) bulunmaktadır. Gidiş işleminden sonra sağ ayak geriye atılacak şekilde olduğumuz yere ister ayaküstüne isterse diz üstüne çökülür ardından süt sağma, el silme ve ter silme hareketleri yapılır. Daha sonra yine yürüme adımıyla oyuna son verilir.  
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

TEŞİ (ERKEK)  

Aslında bayanların teşi oyununun kırsal kesimde erkekler tarafından taklit edilerek bir nevi eğlenceye dökmeleriyle oluşmuş bir oyundur. Adım cümlesi olarak Şur-u Mertal (Kılıç Kalkan) oyunundaki adım cümlesi örnek alınmış ve bayan hareketlerini erkekler yaparak bulundukları ortama neşe katmışlardır. 

İki ayrı gurup ve her grubun başında gurubu yönlendiren ekip başları bulunmaktadır. Oyuna giriş çepik oyunundaki ayak figürleriyle aynıdır. Kollar ise bir gurupta sol, diğerinde ise sağ kol serbesttir, öteki kol ise öndeki oyuncunun yeleğini arkadan tutacak şekildedir. Sahneye yerleşinceye kadar oyun böyle devam eder. Sonra isteğe bağlı olacak şekilde bir gurup yere diz üstüne çöktürülür, diğer  gurup ayakta kalacak şekilde oyun seyir eder. 

Sahneye yerleştikten sonra bir ekip başı bir bayanın süslenmesini diğer ekip başı ise bir bayanın kırsal kesimde mevcut aletlerle yağ yapmasını taklit ederken, ekibin diğer oyuncuları ise ekip başlarını el ve küçük tokatlarla rahatsız eder. Ekip başları ise bu el ve tokatlara sinirlenerek elindeki sopayla (Haziran Ağacı) diğer oyunculara sert olmayacak şekilde vurur oyun bu şekilde icra edilir. 
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

GUR-U PEZ (KURT-KUZU)  

Yöre halkının büyük geçim kaynaklarından biride hiç şüphesiz hayvancılıktır. İşte bu seyirlik oyunumuzda yöre halkının yaptığı günlük işleriyle ilgilidir. Yöre halkından çoban günlük hayatta koyun, kuzu otlatmak ve bunları dışardan gelebilecek tehlikelere karşı korumakla yükümlüdür. Bu oyunda kırsal kesimde çobanın koyunları otlatmak üzere yaylaya götürmesi ve yaylada karşılaşılan tehlikeler anlatılmıştır. 

Oyunda oyuncular ayaklarının üzerine çökecek şekilde sahneye çoban tarafından getirilir. Çobanın hemen yanında sürüyü koruyacak köpekte bulunmaktadır. Çoban koyunlara yemlerini verir, kendiside bir köşeye çekilip yemeğini yer ve ardından sigarasını içerek uyur. Daha sonra sürüye kurt saldırır, kurt bir koyunu yer ve gider çoban uyandığında kurt kaçmıştır. Çoban kaybedilen koyun için köpeği suçlar ve köpeğini tekmeler. Daha sonra kurdun tekrar geleceğini düşünen çoban sürünün içine girerek kurdu beklemeye başlar, gelen kurdu tüfeğiyle yaralar ve hemen köpek kurdun üzerine atılarak kurtla boğuşur ve kurdu tamamen cansız hale getirir. Oyunun bitiminde yani kurdun vurulmasından sonra çoban kurdun ayağından tutup hem kurdu hem de ekibi dışarıya alır. 
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

HASAT           

Bu oyunda insan, doğa ilişkileri ve kırsal kesimdeki günlük yaşantı anlatılmıştır. Oyun içerisinde oyuna dışardan tarla sahibinin gelmesi ve ürüne bakıp bereketli gelen ürün için sevinmesi ve bu arada tarlada çalışanlarla yemek yemesi oyuna ayrı bir güzellik katmıştır. 

Oyuncuların ellerinde tırpan bulunup, bir hasat olayı canlandırılmıştır. Sol elde tırpanın sapı, sağ elde ise bıçak bölümü tutulup ekin biçimi ifade edilmiştir. Önce sağ ön vereve sağ ayak atılması ardından sol ön vereve sol ayağın atılmasıyla seyir eder. Bu arada sağ kolla tırpan sağ tarafa açılır sol kolla ürün biçilir. Bu figürlerin bitiminde tarla sahibinin gelmesi ve birlikte yemek yenmesiyle oyun son bulur.  
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

KELEK 

Kelek nehirde taşımacılık için kullanılan bir araç adıdır. Yöre halkı kırsal kesimde odun toplayarak hem kışın yakacağını temin etmiş, aynı zamanda odunları satarak bir iş imkanı sağlamıştır. Bu oyunda ciddi anlamda bir duygusallık mevcut olup oyun esnasında ışıkların kapalı olması, ekibin içeriye ellerde fanuslarla gelmesi, oyuna ayrı bir güzellik katmıştır. 

Bir aile toplanıp kelek ile nehrin karşı kıyısına odun toplamaya giderken aileden birinin azgın Dicle nehrinin sularına düşüp boğulması ve ardından yakılan ağıtlar ve bu afete karşı dile getirilen sitemler dile getirilmiştir. Eski zamanlarda yine odun kesmek için Dicle’nin karşı tarafına geçen halk, odunu keserken, o bölgede bulunan oduncular kelekçilere (odun kesmeye gelenlere) odun kestirmez ve bazen de karşı tarafa geçmelerine müsaade etmezlermiş. Hatta bu olay bazen uzun sürdüğünden merkezdeki halk belli bir süre odunsuz kalırmış. 

Ekip başı ve ekip sonunun elinde kelek küreklerini anımsatacak biçimde iki sopa diğer oyunculara ise etrafı aydınlatacak fanuslar bulunur. Ekip başı ekipten önde kürek çekmeyi canlandırarak önce sağ ön vereve sağ adım, sonra sol ön vereve sol adım atarak oyuna başlar. Arkasında oyuncular belden eğilerek herkes bir öndekinin sağ omzuna elini koyacak şekilde ekip başıyla aynı adımları atarak oyun seyir gösterir.

Daha sonra sahneye yerleşildiğinde ekip başı ve ekip sonu dışardan gelecek tehlikelere karşı etrafı gözlerler, oyuncular ise etrafı aydınlatacak fanusları yerlere bırakıp odun kırmaya başlarlar odunlar kırılıp toplanır. Sonra hep birlikte oyunu giriş şeklindeki gibi oyuna devam edilirken ekipten biri düşer ve bütün ekip düşen oyuncuyu arar, belli bir süre sonra oyuncunun cansız bedenini bulurlar. Bu sırada oyuncular tarafından feryatlar yakılıp, Dicle nehrinin azgın sularına sitem dile getirilir. Daha sonra oyuncular boğulan oyuncuyu alıp sahneden çıkarlar. 
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

ŞUR-U MERTAL (KILIÇ-KALKAN)           

Bu oyunumuzda yörede aşiretler arasında çıkan kavgaları ve bu kavgalarda insanların kendilerini ve yakınlarını korumak istemesi anlatılmıştır. Yörede çıkan tartışmaları, kavgaları tatlı ve sert bir biçimde oyuna dökmüşlerdir. Yörede çok yaygın bir oyun olup ekip başlarının kendine özgü maharetiyle daha anlamlı ve güzel bir hal almıştır. Ciddi anlamda maharet gerektiren bir oyundur. 

İki grup oluşur, grup başlarının ellerinde sopalar diğer oyuncularda ise ayakkabıların sol teki ele giyilir. Ekip başlarından gelecek darbelere karşı ayakkabılar kalkan, sopalar (Haziran Ağacı) ise kılıç vazifesi görür. Genelde darbeler baş tarafadır. Oyun adımları çepik oyununun adımıyla aynıdır fakat el vuruşu yoktur. Oyuncular birbirinin arkasında tek sıra halinde dizilirler. Oyuna ekip başları önde olacak şekilde diğer oyuncular ise sırayla herkes önündekinin yeleğinden tutacak şekilde sıralanır. Ekip başlarıyla önce sol, sağ, sol ayak öne atılır daha sonra sağ topuk sol ayağın yanına sonra sol topuk sağ ayağın yanına gelip topuk vurulur ve öne atılır. Oyun gurup başlarının birbirine ve diğer oyunculara vurmasıyla seyir gösterir. Başlığı düşen mağlup sayılır ve diğer tarafa geçer aynı zamanda diğer gurup galip sayılır. 
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

ÇÖMÇE GELİN 

Yörede kuraklık döneminde, yağmurun yağması için yapılmış bir oyundur. Bu oyun yörede genelde çocuklar tarafından icra edilir. Oyun içerisinde değişik ve yöresel maniler bulunur. Dini inançlar bu oyunda ağırlıklı olarak görülmüştür. 

MANİSİ 

Çömçe gelin ne ister

Allah’tan yağmur ister

Ekmek ister, su ister

Bulgur ister, yağ ister 

Yağmur yağması için büyük tahta çömçenin (Kepçe) iki yanına kollar yapılıp, üzerine kumaş elbise giydirilir ve başına bezler sarılarak bebek şekli verilir. Kollarından birer çocuk tutar ve kapı kapı dolaşıp mani okurlar. Ev sahibi kadınlar bir çömçe bulgur, bir kaşık yağ verip bebeğin başından bir kova su dökerler. Kapı önünde gelecek malzemeyi beklerken kadın halayı oynanır. Eller parmaklardan kenetlenecek şekilde iç içe geçirilir ve sağ ayakla beraber sağ ön vereve adım atılır arkasından sol ayak atılır. Sonra yerinde önce sol diz iki defa sonra sağ diz iki defa öne çıkarılır. 
Oyun alanı geniş olup, oyun formu ve sayılar istenildiği şekilde düzenlenebilir. 

YÖREDE HALK OYUNLARI KOSTÜMLERİ 

Diyarbakır yöresinde hakim olan sert karasal iklim ve yarı kurak yayla iklimi sebebiyle yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise çok soğuk geçer. Birazda bu iklimin etkisiyle halk arasında birlik, beraberlik, dayanışma daha yoğundur. Bu yoğunluk geleneklere daha sıkı sarılmayı, inançlarına daha fazla sahip çıkmayı beraberinde getirmiştir. 

Tüm bu geleneklere bağlılık giyim kuşamın muhafaza edilip günümüze kadar dimdik ayakta gelmesini kolaylaştırmıştır. 

Halk oyunları denilince en önemli unsurlardan biri de şüphesiz giyilen kıyafettir. Yöresel özellikleri tamamıyla yansıtan öğedir kıyafet. Diyarbakır yöresel özelliği sebebiyle giyimin yeri çok önceliklidir. Cumhuriyet Dönemi’nde giyilen şehir kıyafetleri de yöre halkının giyimine her dönem ne denli özen gösterdiğinin belgesidir. 

Yörede giyilen kıyafeti etkileyen unsurlardan bazıları; 

Yörede birçok kültürün beraber yaşaması ve kültür alışverişinde bulunulması, özündekini kaybetmeden giyilen kıyafetleri etkilemiş ve bu etkileşim yöre kıyafetlerine zenginlik katmıştır. 

Yörenin iklimi, coğrafyası ve içinde bulunduğu ekonomik şartlar kıyafetler üzerinde etkili olup günlük yaşamda daha güzel görünüp, insanlar üzerinde güçlü gözükmek ve özel günlerde kendini öne çıkarmak faktörleri kıyafetler üzerinde önemli rol oynamıştır. Bölgede hâkimiyet kuran medeniyetlerin kıyafetlerle ilgili koyduğu yasaklar ve önerdiği kıyafetler hiç şüphesiz ciddi birer etken olup kutsal kitaplar ve dini yayan insanlar giyilenler hakkında kesin hükümler verdiğinden dinsel inançlar bireylerin giyimi üzerinde ciddi anlamda etkiler bırakmıştır. 

KADIN KOSTÜMÜ 
BAŞA GİYİLENLER

KOFİ

Kenarları çuhaya benzer kumaşla çevrelenmiş, tepesi ise ipek veya benzeri İpliklerle elde edilmiş bir başlıktır.
 
Parçaları ise ;      


- Tar denilen tas biçimindeki tahta ya da tenekeden yapılmış malzeme 

- Tarın üstüne geçirilen saçaklı ya da saçaksız fes 

Kofiye takma saç eklenir ve yanlardan örgüler sarkıtılır. Açık başa önce beyaz renkte tülbent sonra yörede şaar denilen sarık ve bununda üzerine genelde canlı renklerden seçilen puşular sarılır. Kofinin üstüne sarılan şaar düğümüne göre takan kişinin hangi bölgeye ait olduğunu belirtir. 

FES

Keçeden yapılan, baştan bele kadar uzanan, iki türlüsü olan bir başlık çeşididir. 

- Fini Fes ; Saç bağı olmayan ve içinde kasnak bulunan, genelde yaşlıların tercih ettiği fes çeşididir. 

Avmler

FORM AVM         NİNOVA AVM   CEYLAN PARK AVM CİTY CENTER AVM ...